Piyasalar Faiz Kararını Beklerken Kendi Dengesini Kuruyor: Mevduat ve Kredi Faizleri Yükseliyor

Seçim bitti, bankalarda faiz gündemi bitmedi. Gerek mevduat faizleri gerek de kredi faizlerinde yükseliş görülüyor. Ekonomi yönetiminde değişiklik Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in görevi teslim alırken yaptığı konuşmada ‘normalleşme’ sürecine vurgu yapılırken, Merkez Bankası’nın yeni başkanı Hafize Gaye Erkan’ın henüz iletişime geçmemesiyle süreç yakından izleniyor. 22 Haziran’da yapılan PPK toplantısında faizlerde değişiklik çıkarsa piyasanın tepki yönü de kestirilmeye çalışıyor. Mevcut durumda kredi ve mevduat faizlerinde son duruma baktık.

Faiz, uzun süredir Merkez Bankası’nın konusu ama vatandaşın sorun olmaya devam ediyor. Bundan en çok etkilenenler içince ikinci sırada doğal olarak bankalar geliyor.

Merkez Bankası’nın 2021 Eylül ayından bu yana indirdiği faizler, piyasada aynı karşılığı bulmazken, ekonomi modelinde amaçlanan şekilde yatırıma ve istihdama dönmesi için yapılan düzenlemelerle bir anlamda zorlanıyor. Konut ve araba fiyatları tam anlamıyla kredi iştahını keserken, ihtiyaç kredilerinde ‘ihtiyacın’ arttığı da biliniyor. Ana konumu ticari krediler olsa da faizler istenilen düzeye ulaşmıyor.

Bankaların düzenlemelerin de etkisiyle seçimden çok önce başlayan kredi iştahsızlığında durum ne?

Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk, kredi iştahındaki azalmanın seçim sonrası daha arttığını aktarıyor.

14 Mayıs’ta yapılan ilk tur seçimin ardından arşa çıkan faiz yükselişi, TCMB EVDS verilerine göre, 12 Mayıs’ta ihtiyaç kredilerinde yüzde 34 olan kredi faizleri haziran ayı başında yüzde 40’a yükseldi.

İhtiyaç kredilerinde bu faiz seviyesi en son Eylül 2003’te görülürken, yüksek faiz oranlarıyla kredi talebinde caydırıcılık amaçlanıyor. 

Bankalar mobil uygulamalarından gelen bildirimlerde görülen ‘krediniz hazır’ ibareleri uygulamalara girildiğinde ‘ulaşılamıyor’ hale dahi geldi. 

Vatandaşın krediye erişimi sınırlanırken, krediye erişebilen şanslı azınlık yüksek oranlarla karşı karşıya kalıyor.

Bankaların ihtiyaç kredilerinde faiz, referans faizin 1,8 katını aştığında yani yıllık yüzde 18,7 maliyete ulaştığında yüzde 20, 2 katını yani yıllık yüzde 20,7’yi aştığında da yüzde 150 oranında tahvil alma/tutma yükümlülüğü bulunuyor.

Bankacılık sektörüne yönelik yapılan düzenlemelerle ihtiyaç kredilerinde 70 bin lira altı kredi verilmesi tercih sebebi olurken, bazı bankalar da vadelerini 9 ay ille sınırlandırıyor. 

Merkez Bankası’nın politika faizi yüzde 8,5 olduğundan, makro ihtiyati tedbirler kredi piyasasının elinin kolunu bağlıyor.

Bankacılık sektöründe krediler frene, debriyajdan daha yakın olurken, makro ihtiyati tedbirlerle hedeflerin yakalanması için de mevduat faizlerinde yarış da yükselişini sürdürüyor.

Ekonomim’den Şebnem Turhan’ın aktardığına göre, mevduat faizlerinde yükseliş yarışı seçim sonrasında da hız kesmedi.

TCMB EVDS verilerine göre, 3 aya kadar vadeli TL mevduatta Haziran’ın ilk haftasında yüzde 37,39’a yükseldi.

TL mevduat faizi son 1 yılda 20 puan, yıl başından bu yana da 13 puan arttı.

Merkez Bankası’nın EVDS verilerinde ortalamada 3 aya varan TL mevduat faizi stok oranı da yüzde 26,64 oranında görülüyor.

Toplam TL mevduat faizi stokta yüzde 21,40 seviyesinde bulunurken, bankacılık sektörü mevduatlardaki maliyet artışının bilanço yönetimini zorlaştırdığını söylüyor.

Faiz oranlarında artışın bu hızda devam etmesi ve regülasyonların yumuşamaması halinde ‘stok mevduatlara uygulanan faizin’ farkı kapatacağını belirtiyorlar.

TL mevduat faizlerinde artışta, KKM’ye çekmek amaçlı uygulamaların payı büyük görülürken, DDKKM’de (dövizden dönüşümlü KKM) prim uygulamaları özellikle seçim öncesinde faizi artırırken, Merkez Bankası seçimin ardından bu uygulamanın sonlanmasını istemişti.

Bankalar, TL mevduat oranında yüzde 60 ve yabancı para dönüşüm oranında da hedeflerini tutturmak zorunda kalırken, bu faizlerde yükselişleri kaçınılmaz kılıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir