Citroen‘in yeni CEO’su Thierry Koskas, göreve atanmasının ardından Türkiye’ye yaptığı ziyaret kapsamında, Citroen Türkiye Genel Müdürü Selen Alkım‘ın da katılımıyla düzenlenen basın sohbet toplantısında konuştu.
‘OLMAK İSTEDİĞİMİZ DÜZEYDE DEĞİLİZ’
Koskas, Türkiye’nin marka için önemli bir pazar olduğunu, buradaki işi anlamak, öğrenmek, sonuçları görmek, ülkedeki ekiple bir araya gelmek, ekibi nasıl destekleyebileceğini öğrenmek için mümkün olduğunca çabuk gelmek istediğini belirtti.
Marka için böylesi olağanüstü sonuçları Türkiye’de görmenin çok çok memnun edici olduğunu vurgulayan Koskas, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Thierry Koskas, dünya genelinde Türkiye gibi hızlı büyüyen bir pazar olup olmadığı sorusu üzerine, ”Elbette biliyoruz ki Türkiye pazarı dalgalanmalarla dolu olabiliyor ve burada biz çok güzel bir pazarın keyfini sürüyoruz. Muhtemelen 1 milyonluk pazardan pek uzak olmayan bir bölgeden bahsediyoruz ve bu da çok çok iyi bir şey. Evet, benzeri pazarlar dünyanın farklı yerlerinde de var” diye konuştu.
Koskas, her durumda üretimi buna adapte etmeleri gerektiğini dile getirerek, ”Yine Türkiye’ye tahsis ettiğimiz hacmi buna göre ayarlamamız gerekiyor. Son derece güçlü bir pazar olduğu için ona göre hareket etmeliyiz. Özellikle de şundan dolayı, Citroen’in performansı çok iyi ve biliyorum ki bugün otomobil eksikliği/bulunabilirlik sorunu var. Pek çok otomobil hattında aynı şey geçerli. Yani olmak istediğimiz düzeyde değiliz. Çok daha fazla otomobilimizin olmasını isterdik. Bugün de bunu konuştuk. Özellikle çok başarılı birtakım otomobil hatlarında, mesela C4 X bizim yeni modelimiz ya da hafif ticari araçlarda çok yüksek talep var” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE’YE ÖNCELİK TANIYACAĞIZ’
”Benim işim, görevim, Citroen’in Türkiye’de daha fazla otomobile kavuşmasını sağlamak” diyen Koskas, şöyle devam etti:
”Senenin ikinci kısmında, daha fazla otomobilin Türkiye’ye tahsis edileceğini göreceksiniz. Aslında bazı kararlar da verdik, örneğin C4 X’in üretildiği İspanya fabrikasında üretimi artıracağız ve bu doğrudan Türkiye’ye yarar sağlayacak. Bu tarz kararlar veriyoruz. Aynı zamanda bir de şöyle bir şey yapacağız, üretim hacmini Türkiye ile Avrupa ülkeleri ve belki diğer ülkeler arasında bölüştürdüğümüzde Türkiye’ye avantaj sağlayacağız. Çünkü Türkiye’deki operasyonlar başarılı ve talep yüksek. Çünkü Selen’in yönettiği ekip kanıtladı ki olağanüstü bir iş çıkarıyorlar. İşte bu yüzden ülkeler arasındaki hacim bölüştürmesini yaptığımızda her zaman Türkiye’ye öncelik tanıyacağız. Bunu yapacağız. Ümit ediyorum, önümüzdeki aylarda bütün Citroen satın almak isteyen müşterilere ki oldukça fazla sayıdalar, hizmet edeceğiz ve ihtiyaçlarını karşılayacağız.”
TÜRKİYE EN BÜYÜK İKİNCİ PAZAR
Thierry Koskas, Avrupa’ya ve Türkiye’ye yapılacak tahsisatın nasıl paylaştırılacağına da değinerek, ”Türkiye bizim için ikinci en büyük pazar. Bu demektir ki biz Türkiye’ye hacim ve tahsis açısından ikinci büyüklükteki pazara nasıl davranılırsa öyle davranacağız. Yani Fransa’dan sonra bizim en çok araç sağlayacağımız, en çok hizmet edeceğimiz pazar olacaktır. Yani buranın ikinci en büyük pazar olma niteliğini sürdürmesini istiyoruz. Bu arada Citroen’in birinci pazarı Türkiye olursa o zaman işimiz zor. Çünkü Fransa’nın satış adetleri çok yukarıda ama ikinci en büyük pazar olmak gerçekten olağanüstü bir başarı. O yüzden Türkiye’nin avantajlı ülke olmasını temin edeceğiz” şeklinde konuştu.
Koskas, Citroen’in Türkiye’de üretim yapma planlarına ilişkin de bilgi verdi. Markanın önceki üst yöneticisinin ”80 bin adedin üzerinde ya da seviyesinde bir satış olursa, Türkiye’de bir üretim gündeme gelebilir” şeklindeki değerlendirmesinin sorulması üzerine Koskas, ”Çok uzun konuşmayacağım bu konuda. Hafif ticari araç üretimi yapılabilir diye karar verilmişti. ‘Citroen’in yararına olur’ denildi. Bunun geri kalanı için şu anda bir plan yok, gelecekte göreceğiz. Yani bu karar dışında başka bir yorum yapamıyorum. Yani duyurulan karar dışında başka bir açıklama yapamayacağım” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki elektrikli otomobile olan ilgiye ilişkin ise Koskas, ”Bizim özellikle son haftalarda, son aylarda gözlemleyebildiğimiz şey, Türkiye’de çok güçlü bir elektrikli araç büyümesi var ve bu çok ilginç bir şey. Bu hâlâ pazarın marjinal ve kısıtlı bir kısmını temsil ediyor ama çok ciddi bir şekilde büyüdüğünü görüyoruz ve bu son derece ilginç bir gelişme’‘ dedi.
Koskas, yakın gelecekte Citroen’e gelen elektrikli araçlarda giderek artan bir hacim görüleceğine işaret ederek, markanın pazardaki bu yeni ilerlemesinin hareketin bir parçası olmasını çok istediklerini söyledi.
Thierry Koskas, özellikle elektrikli araç satışlarını Türkiye piyasasında özendireceklerini ve artırmaya çalışacaklarını vurgulayarak, ”Bu çok büyük bir fırsattır. Bu talep müşterinin talebi. Şimdiden ülkenin dört bir yanında elektrikli araçlar için istasyonlar kuruldu. Bu çok güzel bir şey. Elektrikli araçlarda vergi avantajı, müşteriler için çok ilginç bir konu. Dolayısıyla biz buradaki çabalarımızı yoğun bir şekilde sürdüreceğiz. Temiz araçlar satılsın istiyoruz. Citroen Türkiye’de elektrikli araçlarını satacaktır” açıklamasını yaptı.
KUR ENDİŞESİ
Selen Alkım da kur konusunda yaşanan gelişmelerin fiyatlara nasıl yansıyacağına ve otomotiv pazarının gidişatına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kurdaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurgulayan Alkım, ”Sürekli olarak kontrol ediyoruz. Kur, çok hızlı bir şekilde artıyor. Ekipler çalışıyor. Biraz sakin olmak lazım. Kur bugün bu şekilde ilerliyor ama üzerinde çalışıyoruz. Sakince, pazarı durdurmadan, müşteriyi kaybetmeden, zarar vermeden, uygun fiyat pozisyonuna bakarak çalışacağız” dedi.
Otomotiv pazarında salgından beri ertelenen bir talep olduğuna dikkati çeken Alkım, şunları kaydetti:
”Aslında biz hep ‘Türkiye pazarı 1 milyon seviyesini görmeyi çoktan beridir hak ediyor.’ dedik. Çünkü baktığınız zaman bin kişiye düşen otomobil sayısı 169 adettir. Yani potansiyelin çok gerisindeyiz. Diğer taraftan pazarın ilk 5 aylık ritmi bu şekilde giderse 1,3-1,5 milyona ulaşacak gibi görünüyor. Biz Stellantis Grubu olarak hep iyimserizdir. Dolayısıyla revize yaparken hep iyimser bakarız. Ekonomide herhangi bir daralmaya karşın da ihtiyatlı olmak durumundayız tabii ki. 1,5 milyon seviyesinde pazar olmasa, daralsa bile, biz aslında grup olarak, pazarın 900 binin bir miktar üzerinde olacağını öngörüyoruz. Buna göre planlarımızı yaptık. Buna göre bugünkü bütün toplantılarımızda adet istedik. İyimseriz pazarla ilgili. Elbette ki kura bağlı olarak yükselme ya da düşüşler olacaktır. Ama 1,5 milyon seviyesinde olmasa bile pazarın ilk 5 ayında büyük bir çoğunluğunu yakaladık. Seneyi 900 binin üzerine bitiririz gibi duruyor.”